15 Haziran 2011 Çarşamba

M

   Hızlı adımlarla istasyona doğru ilerliyor, merdivenleri hızlı hızlı iniyorum. Nedenini bilmiyorum, neden aramıyorum. Jeton kutusuna 7-8 adım kala paramı hazır hale getirmek için elimi cebime sokuyorum, sıkışıyor elim, zorlanıyorum. Elimi çıkarıyorum, elimde paralar. Fazla sürmeden elimde jetona dönüşüveriyor ve o da kayboluyor, çarkın kilidi açılıyor. Geçebilirim! Geçtim... İlerliyor, sağ tarafımda iki kocaman aletin arasındaki tahtadan banka oturuyorum. Bekliyorum, karşı taraf kalabalık, ben tek.        
   Güzel bir kız bankta oturmuş telefonda konuşuyor, gülüyor. Karşının treni tahmin ettiğim gibi benimkinden önce geliyor, geçiyor... Benim trenim de geldi.
    Trene birkaç kişi ile aynı anda biniyorum, bir durak sonra iniyorum. Trenin yarısı da benimle beraber iniyor. Yukarı çıkıyoruz... Bir çark daha. Bu seferki jeton istemiyor, kurtulmak istiyor benden. Ben de ona hayran değilim.
Elimle iteleyip, adımlarımla yürüyorum.

Eve gidip, elimi cebime sokuyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder