20 Şubat 2012 Pazartesi

Karanlıkta Aydınlanmaz

Korkuyordum...

Merkezi bir kulak arıyordu gözlerim. Kalemden fışkırırcasına yüzük yüzük olmuştu derim.

Korkuyordum...

Arar gibi görünmekten, kaldırımları bir bir sövdürmekten.

Korkuyordum...

Belamı mı arıyordum ? Gecenin karanlığında, tek bir ışıltı bu masada.

Korkuyordum çünkü bekleyemiyordum, Sabırsızdım.



   Üç kelime duydum karanlıkta. Hepsi aynıydı. Etraf sakindi. Bekledim... Bekledim...  İçindeki yiyilmiş, jelatine sordum.

- Neden ?

- Ne bekliyordun ki? Orada kalıp izlediğini izlememi mi ? Biliyor musun artık yapamam, bunlar benim son kelimelerim. Beni bir daha göremeyeceksin.

- Bir daha isterdim yapmanı. O zaman gerçeği belki görebilirdim.

- Benim uykum geldi uyuyalım mı?

- Tamam.


  Derinden etkiledi beni söylediği sözler. Gerçekten de son sözleriydi. Zaten onu bir daha görmeyi istemedim.


- Aslında derin değildir o derin.



Sesler canımı sıkmaya başladı. Her denileni yapıyorum.


Sağ kolumu havaya kaldırdım. Kendime zarar geleceğini düşünmeden derimi çektim. Dişlerim kasıldı. Kasıldıkça daha da çektim. İşe yaramadı. Sokağa inip gözlerimi ovdum. Karşı kaldırıma geçip bekledim.


Sabah oldu. Yürümeye başladım. Bakkala gidip sordum

- Neydi ?

- Ben bilmem.

- Sen.

- Göremediğim şeyler var. Satmamayı düşünüyorum.

- Eyvallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder